13 Aralık 2015 Pazar

PRAG

Prag Çek Cumhuriyeti'nin başkenti. Aynı zamanda ülkenin en büyük şehri. Prag'a aşk ve özgürlükler şehri denebilir. Bu zamana kadar en iyi korunmuş şehirlerden biri. 2. Dünya savaşı zamanında hiç hasar görmemiş. Bir rivayete göre Hit'ler bu şehri görünce çok beğenmiş, kıyamamış ve hiç zarar vermemiş. Rehberimizde şehrin hiç savaşmadan teslim olduğu için zarar görmediğini söyledi.

PARA:

Prag’da geçerli para birimi Çek Kronu.
1 Euro= 27 Kron yaklaşık.

Prag’da döviz bozdurma sırasında dolandırıcılık çok yaygın.  Hem gitmeden önce yaptığım araştırmalarda edindiğim bu konudaki bilgiler, hem de rehberimizin yolda detaylı uyarısı ile grubumuzdaki misafirler rehberimizin yönledindirdiği döviz bürolarına gittiler. Bizse çok uzun araştırmalardan sonra İstanbul'dan aldığımız kronlarla gittik. Çokta rahat ettik. ;)  Yanlız dönüşte üzerinizde kron kalırsa orda harcamadan gelmeyin. Çünkü Türkiye'de bozdururken oldukça zarar edildiğini öğrendik. Biz zaten son bozukluğa kadar harcadık ;)


PRAG’DA ŞEHİR İÇİ ULAŞIM
Prag bir tabanvay şehri. :) Her yer yürüme mesafesinde. Ayrıca çok iyi bir tramvay, metro ağı ve otobüs hatları bulunuyor. Bilet fiyatları ise şu şekilde:
Yarım saatlik toplu taşıma bileti: 24 Çek Korunası
Bir buçuk saat yetişkin toplu taşıma bilet: 32 Çek Korunası
1 gün (24 saat) geçerli yetişkin bilet ücreti: 110 Çek Korunası
3 gün (72 saat) geçerli yetişkin bilet ücreti: 310 Çek Korunası
Biz önemli yerler yakın olduğu için heryere yürüyerek gittik. Çokta keyif aldık. Yoruldukça meydandaki Starbucks da hem kahvemizi içti, hemde internette biraz gezindik.




PRAG'DA GEZİLECEK YERLER:
Küçük bir şehir olduğu için her yere yürüyerek gidiliyor.

1) ESKİ KENT MEYDANI:
En önemli yerlerden biri Eski Kent Meydanı. Meydanda restaurantlar ve cafeler var. Oldukça keyifli bir yer. Gelen turistlerin olmazsa olmaz uğrak yeri. Çok kalabalık. Yankesiciler konusunda dikkat etmek lazım kalabalıkta.
Astronomik Saat ve Eski Belediye Sarayı, Tyn Kilisesi, Aziz Niklaus Kilisesi, Kinsky Sarayı ve Jan Hus Anıtı bu meydan ve çevresinde yer alan en önemli yapılar.





2) ASTRONOMİK SAAT:
Old Town Meydanında yer alan Astronomik saat , Prag'a gelenlerin görmeden gitmedikleri bir eser.
Bu saatin bir de hikayesi de var. 15. yüzyılda bu  saati Hanus yapmış. Herkes saati çok beğenmiş. Hanus'ta saati nasıl yaptığını kimseye söylememiş. Fakat yönetim Hanus'un bu saatin aynısından başka bir yerde yapabileceğinden korkarak, Hanus'un gözlerini kör etmişler. Hanus bu olaydan sonra saate ciddi zarar vermiş. Saat tamir edilmeye çalışıldıysa da uzun vade de bunu kimse başaramamış. Saat tamirlerden sonra tekrar bozulmuş.
Saatin etrafında 4 kukla var. Bu kuklalar insanların neler yapmamaları gerektiğini ifade ediyor. Bu kuklalar, kendini beğenmiş, cimri, yaşama karşı isteksiz ve sefahate düşkün olmayın der.







3) PRAG KALESİ:
Dünyadaki en eski kalelerden biri. Kale içerisinde yer alan, Aziz Vitus Katedrali, Eski Kraliyet Sarayı, Prag Altın Yol, Aziz George Bazilikası, Aziz George Manastırı, Prag Kalesi Resim Galerisi ve Kraliyet Bahçeleri görülmesi gereken yerler. Biz kaleye hayran kaldık.






















4) AZİZ VİTÜS KATEDRALİ :










5) KARL KÖPRÜSÜ:

























YEMEK:
Bizim bildiğimiz çok özel bir yemek yok Prag'a ait.. Genelde domuz eti tarzı yemekler var. Tabi biz tercih etmiyoruz. Prag'da Türk bir ocakbaşı restaurant bulduk. Türkiye'deki yemekleri Prag'da hiç özlemedik desem doğrudur.





Bu resimdeki bir çeşit tatlı. Bildiğimiz hamurun kokoreç gibi sarılıp pişirilmesiyle yapılıyor. Üzerine de şeker dökülerek servis ediliyor. Biz denedik. Güzeldi. Ama bol kalorili olduğunu düşününce tatmak yeterli. Abartmaya gerek yok :)








PRAG'DA DİLENCİLER:
Türkiye'de olduğu gibi Prag'da da her sokak başında dilenci görmek mümkün. Yanlız bunların dilenme şekli resimdeki gibi. Türkiye'deki klasik dilencilikten biraz farklı ve sessizler. 














1 Aralık 2015 Salı

VİYANA

Budapeşte, Prag Viyana turumuzun ilk durağı olan Viyana'ya 2 saatlik bir yolculuktan sonra ulaştık.




Viyana Avusturya'nın başkenti. Tertemiz, huzurlu, güvenli, harika bir Orta Avrupa ülkesi. Her yerde tarihi süslü binalar var. Binalarda kabarma ve heykeller var ve bu güzelliğe hayran olmamak elde değil. Binaların üzerinde işyeri tabelaları, afişleri vb ilanlar asılı değil. Görüntü kirliliği yaratacak hiçbirşey yok bu şahane binaların üzerinde. 





Yollarda süslü faytonlar görmek çok fantastik ;)




Tarihinde ve günümüzde müzik çok önemli Viyana'da. Klasik müzik ve operanın kalbi adeta.

ŞEHİRİÇİ ULAŞIM:

Yaygın metro ağı ve tramvay sistemiyle ulaşım oldukça kolay. Tek geçişlik, günlük, 48 saatlik biletler alıyorsunuz.Biletler metro duraklarında yada Tabak yazan büfelerde mevcut. Bileti alıp araca bindiğinizde , bileti araç içindeki makinaya okutup, üzerine tarih ve saat yazılmasını sağlamanız gerekiyor. Sonra istediğiniz kadar binip, inebiliyorsunuz. Girişlerde ayrıca kontrol noktası, turnike vb kontrol mekanizması yok. Ama istendiği zaman göstermeniz lazım. Gösteremezseniz cezası var ve toplum içinde küçük düşme durumu oluşuyor. Buda Viyana için hiçte hoş karşılanmayan bir durum.

PARA BİRİMİ:

Para birimi Euro. Birçok yerde kredi kartı kullanımı pek tercih edilmiyor. Yanınızda nakit bulundurmanızda fayda var.

GEZİLECEK YERLER:

Viyana'da gezilecek birçok tarihi yer var. Sadece Schönburnn Sarayını bile gezmek için 2 gün lazım. Bizimkisi biraz hızlı ve yorucu bir tur oldu.

Viyana ve Avrupa uzun yıllar hüküm sürmüş bir hanedanlık var. Adı Habsburg Hanedanlığı. Bu hanedanlık özellikle Viyana'da derin izler bırakmış. Bu hanedanlığa ait Viyana'da 3 tane saray bulunuyor:
1) Schönburnn Sarayı
2) Hofburg Sarayı
3) Belveredere Sarayı 


Schönbrunn Sarayı:

Burası Habsburg ailesinin yazlık sarayı. Sarayın şehrin dışında olduğu söylendi ama gidince İstanbul şartlarına göre pekte bize şehir dışı gibi gelmedi. Metro durağına gidip, U4 metrosuna binince zaten sizi Schönburrnn durağında iniyorsunuz. Yaklaşık 100 metre yürüdükten sonra hooop saray kapısındasınız. Kapıdan bakınca sarayın büyüklüğü karşısında şaşırıyorsunuz. Asıl sarayın arka bahçesine girdiğinizde aslında ön tarafta hiçbirşey görmemiş olduğunuzu anlıyorsunuz. Asıl bahçeler arkada.



 Saray ön giriş



Saray Arka Bahçe Tarafı

























                                                       Saray Bahçeleri...





Hofburg Sarayı:


















Belverede Sarayı: 
Osmanlı'nın Viyana kuşatması sırasında gösterdiği üstün başarıdan dolayı  Prens Eugen'e hediye edilen bir saray burası. Vinaya merkezde yer alıyor. Yukarı Belveredere ve Aşağı Belvedere olarak 2 kısımda gezilebiliyor. Biz otobüsle geçerken yol kenarında sarayı gördük ama içini gezmek için malesef zaman kalmadı. Vakti geniş olanlar gitmişken gezebilirler. Burada da büyük bir bahçe olduğunu söyledi rehberimiz. 

Viyana Belediye Binası:

1872-1883 yılları arasında yapımı sürmüş. Halen aktif olarak belediye binası olarak kullanılmakta. Hatta turda tanıştığımız arkadaşlarımız geçen sene de buraya geldiklerini ve o zaman buradan çıkan gelin ve damatların olduğunu söylediler ;) 
Belediye binası önünde kocaman bir park var. Biz gittiğimizde sanırım yaklaşan Christmasla ilgili bir pazar vardı. Işıklandırmasına hayran kaldık. Birsürü hediyelik eşyalar, melek figürlü biblolar, mumlar, vb ürünler satılıyodu. Bende hemen birkaç melek biblosu da almayıda ihmal etmedim. ;)













Veba Anıtı:

Viyana'nın meşhur Graben Meydanında yer alan Veba Anıtı, 1679 yılında, şehrin kara ölüm vebadan kurtulması anısına İmparator I. Leopold tarafından yaptırılmış. Heykel vebada ölen onbinlerce kişiyi anmak adına yapılmış. Yapımında birçok heykeltraş görev almış. Anıtın tepesinde koruyucu melek ve İmparator I. Leopold'un dua eden hali tasvir edilmiş. Buranın etrafında cafeler ve ünlü markaların mağazaları da yer alıyor. 





Viyana Parlemento Binası:








Aziz Stefan Katedrali:

Şehrin en merkezi ve kalabalık olan caddelerinden biri olan Kartner Strasse caddesinde, Stefan Meydan'ında tüm ihtişamıyla duruyor. Şehrin en önemli simgelerinden bir tanesi. Kilisenin Pummerin Çanı adında büyük bir çanı var. Bu çan Osmanlının Viyana kuşatması sonrası şehri alamayıp geri dönerken arkalarında bıraktıkları top, tüfek vb metal eşyaların eritilmesiyle yapılmış.  Katedral uzun yıllar boyunca savaşlarda ciddi hasarlar almış ama defalarca restorasyon geçirip bugüne kadar ulaşmıştır. Evliya Çelebi'de seyahatnamesinde buradan uzunca bahsetmiş









Viyana Opera Binası:







 YEMEK:
Viyana’nın en meşhur ve muhakkak denenmesi gereken yemeği “şinitzel”. Normalde domuz etinden yapılıyor. Ama eğer tercihiniz domuz değilse tavuk şinitzelde sipariş edebiliyorsunuz. Biz garanti olsun diye bir Türk restoranında yedik. Porsiyonu çok büyük. Tabaktan taşıyor. Biz eşimle bir posiyonu ancak birlikte yiyebildik. İsterseniz patates salatası ve şarapda  yanında isteyebiliyorsunuz. Viyana'da Şinitzel yemek için en meşhur yer “Figlmüller”. Ama rezervasyon gerekiyormuş. Onun için biz dediğim gibi bir Türk restoranında yemeyi tercih ettik.






Viyana'da meşhur bir yemek zinciri olan Nordsee Balık restoranları da var. Biz İngiltere'de defalarca bayılarak yediğimiz Fish&Chips i burda da bulunca yemeden geçemedik. :)



Demel Pastanesi:

Viyana'nın en meşhur cafelerinden biride meşhur Demel Pastanesi. Oturabilmek için bir süre sıra beklemeniz gerekiyor çoğu zaman. Açık camla çevrili bir mutfağı var. O leziz yiyecekler hazırlanırken camdan izleyebiliyorsunuz.





Demel Pastamesi Vitrini:



Meşhur Viyana Sokakları:



Viyana'daki Türk Konsolosluğu:

Bayrağımızı görmek gerçekten çok güzeldi.



Fransız Konsolosluğu Önü:

Fransa'da gerçekleşen terör saldırısının ardından Fransız Konsolosluğu Önüne bırakılan çiçekler ve yakılmış mumlar...